27 Eylül 2008 Cumartesi

Ayaklarınızı ihmal etmeyin


Ayak bakımı yapmak çok kolay, bir kaç basit ve zahmetsiz uygulama sayesinde ayaklarınız sağlıklı ve yumuşacık olacak.1. Ayak banyosu Banyo yaparken vücudun nasıl rahatlıyorsa, ayakların da ona özel hazırladığın bu banyoyla bak nasıl da rahatlayacaklar. Yarım bardak sütü, ayaklarını kaplayacak kadar suyla dolu bir kaba ekle. 3 çorba kaşığı badem, banyo yağı ya da zeytinyağını içine ilave et ve ocağın altını yak. Ilıyıncaya kadar bekle. Bu arada tırnaklarınızdaki ojeleri silebilirsiniz.2. Kullandığınız aletleri sterilize edin Tırnak makasını sterilize etmek için 20 dakika kadar alkolün içinde bekletebilirsiniz. Ya da sıcak su içerisinde, antibakteriyel bir sabunla ovarak mikroplardan arındırın. Şimdi tırnaklarına şekil verme zamanı. Batıkları engellemek için tırnaklarınızı çok kısa kesmemeli ve düz kesmeye dikkat etmelisiniz. Sonra da tırnaklarının kenarlarını törpüleyerek yuvarlayın. 3. Ayaklarınızı rahatlatınSütlü karışımı ocaktan alın çok sıcak olmamasına dikkat edin. Bunu genişçe bir kaba boşaltın ve ayaklarını da içine daldırın. Sütün içerisindeki laktik asit, ölü deri hücrelerinin çözünmesini ve erimesini sağlayacak, yağ ise nasırları yumuşatacak. 10 dakika bekledikten sonra, ayaklarını karışımın içinden çıkarın, pedikür törpüsü ile ölü derileri ve yumuşayan nasırları temizleyin. Ardından ayaklarınızı yıkayın. 4. Şekerli peeling ¼ bardak şekeri, her zaman kullandığınız vücut losyonu ya da yağına macun haline gelinceye kadar ekleyin ve karıştırın. Ayağının altına bir havlu ya da plastik bir çanta koyun ki, gözündenüzden sakındığınız halı yapış yapış olmasın. Bu macunla ayaklarınızı bir güzel ovun ve peeling’inin yaratacağı o mükemmel yumuşaklığı hissedin. 5. Yumuşatmak içinBir bardak sütü ve bir iki tane salatalığı blender’a atın ve karıştırın. Harika kokuyor, değil mi? Şimdi bu güzel kokulu karışımı bacaklarınıza ve ayaklarınıza sürün. Salatalık cildinizi nemlendirecek ve genişleyen kan damarlarının daralmasına yardımcı olacak. Süt ise ayaklarına ve bacaklarına parlaklık verecek. 5 dakika bekleyin ve yıkayın. 6. Maskele Ayaklarınıza bol miktarda yoğun bir nemlendirici sürün. Sonra da ayaklarınızı yemek saklar gibi, stretch film ile sarın. Temiz bir havluyu kaynar suya sokun ve bir dakika kadar soğumasını bekleyin. Havluyu da ayaklarınıza güzelce sarın. Ayaklarınızın ter içinde kalmasına aldırmayın. Nemlendirici ve sıcaklık ayaklarınıza ilaç gibi gelecek. 7. Oje sürünOjenin etrafa bulaşmaması için parmaklarınızın arasına parmakarası süngeri ya da elinizle döndüreceğiniz selpakları yerleştirin. Daha sonra da ojeyi sürün. Fırçada kalan ojeyi her seferinde şişenin ağzına sıyırarak temizleyin ki, üzerinde kalanlar diğer seferinde tırnağında minik baloncuklar oluşturmasın.

Yazın hangi gözlükler moda ?

Gözlük saatten sonra erkeklerin en önemli aksesuarları arasında yerini aldı. Kıyafetlerin de en önemli tamamlayıcısı olarak görünen güneş gözlükleri iyi seçildiği takdirde yüz güzelliğini de ortaya çıkarıyor. “Gözlük kadınlara mı daha çok yakışır, erkeklere mi?” tartışması süredursun kadınlara pek hoş olmayan bir haberimiz var. 2000’lere kadar bir kadın aksesuarı olan gözlük kullanımında erkekler depara kalktı! Son yüz metrede ne olur bilemeyiz; ancak gözlük, saatten sonra erkeklerin en önemli aksesuarı haline geldi.
Bir zamanlar gözlük takan erkeklere ‘artist’ nazarıyla bakan anlayış giderek değişti. Türk erkekleri kendilerine yatırım yapmaya başladı. Cilt bakımına, maniküre, pediküre bütçe ayıran erkeklerin sayısında son birkaç yılda büyük bir artış var. Bu tespitler gözlük sektörünün lideri durumundaki Merve Optik’in sahibi Ali Demirel’e ait. Osse, Hawk, Mustang gibi markaları dünyaya ihraç eden Demirel; Fendi, Fere, Guess, Calvin Klein, DKNY Dolce Gabbana gibi 34 gözlük markasının Türkiye distribütörlüğünü yapıyor. Güneş gözlüklerine artık insanların bir aksesuardan öte sağlıklı yaşam için olmazsa olmaz bir ürün olarak baktığını söyleyen Demirel, şu çarpıcı tespiti yapıyor: “1995’lere kadar Türkiye’de satılan gözlüklerin yüzde 75’i optik, yüzde 25’i güneş gözlüğü iken bu rakam 2004-05 yıllarında yapılan araştırmada yüzde 78 güneş gözlüğü, yüzde 28 de optik gözlük olarak değişti.” Türkiye’de güneş gözlüğü kullanımı son yıllarda artış gösterse de hâlâ 10 milyonluk Yunanistan’da Türkiye’nin üç katı güneş gözlüğü satılıyor. Demirel’e göre güneş gözlüğünde modelden çok camın kalitesi önemli. Osse ve Mustang markasıyla dünya standartlarının üstünde cam ürettiklerini belirten Demirel, gözlük kullanıcılarını uyarıyor: “Göz yaparken kaş çıkarmayın. Pazarlarda ucuza satılan gözlükler, sizi gözünüzden edebilir.” Peki giderek butikleşen gözlük sektöründe güneş gözlüğü alırken nelere dikkat edilmeli? Burada hemen Ali Demirel’e kulak verelim. Demirel, güneş gözlüğünde markanın bilinirliğinden çok kalitenin önemli olduğunu vurguluyor. Müşterilerin mutlaka müşteri memnuniyeti konusunda ön araştırma yapmalarını isteyen Demirel, “Birçok ünlü markanın taklitleri Türkiye’de ucuza satılıyor. Garanti belgesini mutlaka istesinler. Satış sonrası servis ağının yeterli olup olmadığına baksınlar. Gözlük camının kalitesi çok önemli” diyor.

Hangi yüze hangi gözlük?
İyi seçilmiş bir gözlük yüzün güzelliğini ortaya çıkarır. Üstelik kıyafetin de önemli bir aksesuarı haline gelir. Gözlük imalatı ve seçimi, kullanan kişinin yaşadığı coğrafyaya da uygun olmalı; çünkü çene, burun ve yüz yapısı coğrafyaya göre değişiklik gösterir. Kadınlar göz rengine, ten rengine uyum sağlayan gözlükleri tercih etmeli. Eğer oval bir yüzünüz varsa çok şanslı sayılırsınız, çünkü oval yüz için hemen hemen her güneş gözlüğü uygundur. Yüzünüz yuvarlak ise köşeli bir güneş gözlüğü tercih edebilirsiniz. Hemen belirtmekte fayda var; koyu renk gözlükler kişiyi, yani yüzü ön plana çıkarırken, açık ve iddialı renklerde gözlük daha çok ön plana çıkar. İşte daha ciddi modeller, akşam gezmelerinde renkli modeller, günlük yaşamda ise spor modeller tercih edilebilir. Kadınlar için 2008’de büyük çerçeveli, yuvarlak hatlı gözlükler moda. Geçtiğimiz yılki gibi taşlı ürünler bu yıl da trend olmaya devam ediyor. Siyah ve kahverengi gözlükler, pastel renkler, beyaz ve altın renginin tonları bu yılın öne çıkan gözlükleri. Yine kemik ve kırmızı modeller de tercih ediliyor. Turkuaz renkli gözlükler de bu yılın fovarileri arasında. ErkeklerGözlük sektöründe erkekler için çok alternatif yok. Son yıllarda erkekler en çok Mustang gözlüğü tercih ediyor. Bu markanın koleksiyonunun yüzde 65’i erkekler düşünülerek hazırlanmış. Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok ünlü sima bu markayı kullanıyor. Dikkat çekmek isteyenlerin, lüksü sevenlerin ve süse düşkünlerin tercihi ise Roberto Cavalli. Siyah ve kahve renkli gözlükler ve bu renklerin tonları bu yılın modası. Ama kırmızı ya da sarı renkler de erkek koleksiyonuna girmiş durumda

Saclariniz Sizi Ele Veriyor

ASiL DUZ
Duz saclar genellikle genclik ve asaletle bagdastiriliyor. Tabii, daha derli toplu ve temiz hava verdigini de unutmamak gerekir.
DALGA BOYUTU
Dalgali saclar toplu olarak kullanildiginda, gelen sac modeli tercihlerinden. Acik birakildiginda ise daha dinamik bir gorunum yakalamak mumkun.
ALTIN KIZLAR
Dogustan sari sacli olanlar kadar; sonradan boya ile sarisina donenler de her daim dikkat cekiyor. Ancak saclariniza sari rofle yaptirmayi sadece ten renginiz aciksa dusunun!
KISA KISA
Kisa saci tercih edenler daha sportif ve daha dinamik gorunumden hoslaniyorlar. Abiye giysiler ile kisa sac birlestiginde, cocuksu bir z.eksapel ortaya cikiyor.
SEVIMLI KIVIRCIK
Kivircik saclar da en cok tercih edilen modellerden. Bize gore bukleli saclarin en dogru kullanimi spor giysilerle birlikte, gunluk programlar icin.
DAVETE GIDERKEN
Davetlerin vazgecilmez sac modeli olan topuzlar mutlaka usta ellerden cikmali. Aksi takdirde birkac yil yasli gozukmeniz garanti olur.
MARJINAL SACLAR
Ucuk sac modellerini sizler ancak kiyafet balosunda degerlendirebilirsiniz. Sov dunyasinin unlu isimleri de zaten sahne is.klari yandiginda bu sebneple ilginc modelleri kullaniyorlar

6 Adimda Mukemmel Bir Bakim

Parlak saçlara sahip olun
Saçlarınızın çok kuru olduğundan yakınıyor, daha parlak görünmesini mi istiyorsunuz? İşte işe yarayacak bazı öneriler:

Bir muzu iyice ezin. Bir çay kaşığı bademyağıyla karıştırıp saçınızın diplerinden başlayarak uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra durulayın.

Bir başka öneri ise şöyle; 1 yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı karıştırın çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice yedirin. Saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın.

Salatalık sürün canlanın
Salatalık ile cildinizi canlandırmaya ne dersiniz? A, B ve C vitaminleri ile fosfor, potasyum, demir, magnezyum ve gençlik iksiri olarak tanımlanan selenyum deposu salatalık, her türlü cilt sorununa iyi geliyor. Susuzluğu giderici özelliği ile cildin nem oranını dengeliyor. Canlandırıcı ve yumuşatıcı etkisi nedeniyle kozmetik ürünlerinin vazgeçilmez besinlerinden biri. Cildiniz için her gün

1 salatalık yiyin. Ayrıca salatalığın kabuğunu biraz kalın soyup yüzünüze sürün, cildinizde ani canlanma ve yumuşama etkisini hissedeceksiniz.

İyi bir uyku çekin
Cildimiz kendini onararak yenilenmek ve beslenmek için organizmanın derin uyku halini, yani geceyi bekler. Cilt, gece yarısından sonra hormonlar tarafından daha iyi sulanır; kılcal kan dolaşımı da aynı şekilde bu dönemde canlanır. Cildin uygulanan ürünlerden en yoğun olarak yararlandığı saatler ise sabahın dördüdür. Gecenin cildimize sunduğu en büyük hizmet sakinleşmektir. Yani gün boyunca kendisini güneşe, rüzgara karşı savunurken, yaptığı strese bağlı ya da mimiklerle ilgili kırışmaların asıl nedeni olan adale kasılmaları gece boyunca sakinleştiğinde ortadan kalkar ve cilt rahatlar.

Kırışıklıklara meyve
Bilim adamları, güneş ışınlarından meydana gelen cilt kırışıklıklarının yiyeceklerle de ilgisi olduğunu açıkladı. Araştırmacılar; sebze, baklagiller, zeytinyağı ve bazı meyvelerin, güneş ışınlarının olumsuz etkisine karşı cildi koruduğunu belirtiyor. Cildi güneş ışınlarının etkisinden koruyan diğer anti-kanserojen besinler ise balık, erik, elma ve çay. Öte yandan ciltte kırışıklıkların, et, sütlü besinler, şeker, tereyağı ve margarin tüketenlerde daha fazla meydana geldiği gözlendi.

Dudaklar balla parlasın
Bal, içeriğindeki vitamin mineral, antioksidan ve aminoasitlerle değerli bir besin maddesi olmasının yanı sıra, tedavi edici özelliklere sahip. İşte çatlayan dudaklar için tedavi edici bir dudak parlatıcısı:

1 fincan tatlı badem yağını ve yarım fincan balmumunu, mikrodalga fırında balmumu eriyene kadar tutun. 2 kaşık balı ilave edip karıştırın. Soğumaya bırakın. Karışımı kapaklı minik kaplara döküp kullanın.

Kuru cildin ilacı gül
Yağlı cilt kadar kuru cilt de sorun yaratır. Özellikle soğuk aylarda kuru cilt yeteri kadar beslenmezse, çatlaklar ve tahrişlere açık hale gelir. Kuru bir cildiniz olduğundan yakınıyorsanız gülden yararlanabilirsiniz. Gül suyu ve gül yağı kozmetikte de oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Üç damla gül yağını, üç damla lavanta yağı ile karıştırarak cildinize sürün. Cildinizin bir anda gerginlikten kurtulduğunu hissedeceksiniz.

Daha Guzel Gorunmek İçin Bazi Öneriler

Saçlarınızı düzenleyin
Eliniz için kullandığınız, nemlendiricilerden biraz saçınıza sürerseniz uçuşan ve elektiriklenen saçlarınızı yatıştırmış olursunuz. Nemlendiriciyi banyo sırasında sürerseniz saçlarınızı kuruladıktan sonra daha parlak ve canlı olduğunu görürsünüz.



Güne zinde başlamak
Sabahları yorgun kalıyorsanız vücudunuzu toksinlerden arındırmak için bir bardak limonlu ılık su içebilir, cildinize de maden suyu ile masaj yaparsanız canlandırmış olursunuz.




Diş sağlığı
Diş etlerinizi kuvvetlendirmeniz için küçük taneli tuzları diş fırçanızın üzerine koyun. Daha sonra da diş etlerinize kadar dişlerinizi fırçalayın.



Susuz ciltler için
Vücudunuzda su eksikliği varsa badem özlü bakım kremleri kullanmalı ve yeşil çay içmelisiniz.


Buzlu dudak kremi
Eğer dudak kalemi kullanıyorsanız size önemli bir tavsiye. Kalemi kullanmadan önce buzlu bir kabın içinde bekletirseniz daha iyi sonuç alırsınız.



Ellere süt banyosu
Manikür yapılırken su yerine artık süt kullanılıyor. Ellerinizi en az beş dakika ılık sütün içinde dinlendiriseniz elleriniz ve özellikle tırnaklarınızın güçleneceklerini göreceksiniz.



Farların kullanımı
Eğer farlarınız göz kapaklarınızın üzerinde birikiyorsa kesinlikle yağ bazlı farlar kullanmayın. Yoğun renk pigmentleri içeren pudra farlardan kullanmalısınız. Hafif sedefli farlarda bu konuda çok kullanışlı. Çünkü içeriğindeki sedefli maddeler göz kapağının üzerine yapıştığı için birikme yapmaz.

Mat dudaklar için
Mat rujları seviyorsanız dudak kalemi kullanmalısınız. Böylece dudaklarınız parlamayacak ve çerçeveyi çok fazla taşırmadığınız sürece dudaklarınıza ayrı bir dolgunluk kazandıracaktır. Sadece dudak kalemi ile de dudaklarınıza renk verebilirsiniz. Ama burada dikkat etmeniz gereken bir nokta var; kalemi dudağınıza dik hareketlerle sürdükten sonra parmağınızla iyice dağıtmalısınız.

Göz makyajı temizliği
Göz makyajınızı temizlerken göz kapağı ve çeversini ovuşturmamalısınız. Bunun için kullandığınız ürünü göz kapağınıza sürdükten sonra bir parça pamukla göz pınarından dışarıya doğru hafif dairesel hareketlerle silin.

Cildiniz parlıyorsa
Cildinizi kurutmadan matlaştırmanız gerekir. Fondöteninizi sürmeden önce matlaştırıcı kremler kullanmalısınız. Ve günlük kremler kullanırken bunların jel olmalarına özen gösterin.

Rejim yaparken göğüsleriniz sarkarsa
Kadınların sıkı bir rejime girdiklerinde kilo vermekten göğüslerinin sarktığı görülür. Bu durumda proteini zengin rejimler yapmalısınız. Böylece elastin ve kolajen lifleri esnekliğini kaybetmemiş olur.

Genç kalmanın sırları nelerdir ?


Genç kalmanın sırları
Sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarını veren Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'na göre, stresi hayatından kovan, dengeli beslenip spor yapan herkes uzun ömürlü olabilir. 120 yıl yaşamak hayal değil!

"Mutlu bir hayat daha uzundur..."

Ne mucize besinler, ne sporla geçirilen bir hayat, ne de sihirli formüller... Uzun ve sağlıklı bir yaşamın sırlarını öğrenmek için başvurduğumuz Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun üzerinde en çok durduğu ve ısrarla vurguladığı kavramlar, sağlığa eşlik eden mutluluk, huzur ve dinginlik oldu...



Belki temel bu ama daha pek çok şey var... Bu yazıda daha uzun ve sağlıklı yaşamın püf noktaları ve çeşitli reçeteleri verilirken, genç kalmayı kolaylaştıran küçük formüller de sıralanacak. Prof. Dr. Müftüoğlu, 'yaşama sanatı'ndan 'yaşlanma sanatı'na uzayan bakış açısıyla, nasıl yaşlanmamız gerektiğini anlatacak...

'Biz yaşamı uzatmıyoruz, zaten yaşam uzuyor' diyorsunuz. İnsan ömrü neden uzuyor ve biz ne kadarına müdahale edebiliyoruz?

Bilim ve teknolojik gelişmeler insan ömrüne ömür katıyor. Sadece antibiyotiklerin keşfi, ortalama insan ömründe 10-15 yıllık uzama yaptı.

Aşılanmanın getirdiği koruyucu güç, bizim daha az hastalanmamızı sağladı.

Son bir araştırmada statin grubu kolesterol ilaçlarının ortalama insan ömrüne ilavesinin 12 yıl civarında olduğu hesaplandı. Karaciğere verdiği zarar çözülürse statinler 10 yıl sonrasının Aspirin'leri olacak. Genetik bilimindeki gelişmelerle genetik mirasımızdan dolayı başımıza gelen sağlık olaylarının çoğunun ertelenmesini sağlayacağız. İnsanlar, muhtemelen hak ettiği ömrü zaten yaşayacak.

Eğitim bir avantaj

Nedir hak ettiğimiz ömür?

Bence 120'nin üzerinde. Kayıt altında bilinen en uzun yaşayan kişinin yaşı, 117. Eğer 117 yıl gerçekleşiyorsa insan ömrü bunu zorlayabilir. Bana göre 120 yıl yaşamak efsane değil. Son 100 yılda yaşam süremiz ortalama 30 - 40 yıl uzadı.

Uzun yaşamın kaynağı dediğimizde en önemli belirleyiciler neler?

Daha çok sağlık bilinci içinde olmayı, daha iyi, daha sağlam duruşu sağlamayı becerebildiğimiz için hak ettiğimiz süreyi yaşayacağız. Entelektüel düzey iyiyse, bu daha iyi gerçekleşecek. Çünkü araştırmalara göre uzun ömrün en önemli anahtarlarından biri eğitim.

Yaşlanmayla eğitimin ilişkisi ne?

Eğitimli kişi sağlık ve dünya konusunda daha bilinçli. Araştırmalar eğitilmiş insanların belleklerinin daha sağlam olduğunu ve yaşam süresinin uzadığını gösteriyor. Eğitimli insan aşısını yaptırıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalık belirtilerinde doktora daha erken başvuruyor. Hastaların yüzde 80'i çok hastalanmadığı sürece doktora gitmiyor.

Bugünkü Türkiye'de eğitim düzeyimize bakarsanız, potansiyel yaşlanma sürecimiz nasıl?

8 yıllık eğitimin sadece eğitimle ilgili değil, sağlıkla ilgili sorunlarda da ciddi çözüm üreteceğini umut ediyorum. Eğitim düzeyimize, üniversitelileşme oranlarımıza bakarsanız hâlâ yüzde 35-40'lardayız. Türkiye'de ortalama yaşam süresi kadınlarda 72, erkeklerde 68-69'a dayandı. ABD'de 78-82 yaş civarında. İleride ortalama yaşam süresini hızla uzatan ülkelerden biri haline geleceğiz.

'Ölçü kaçmamalı'

'Sağlıklı yaşlanma'dan ne anlamalıyız?

Ömrü akıllıca yaşamak. Hiçbir şeyin ölçüsünü kaçırmamak lazım. Formda kalmak, kaliteli bir hayat yaşamak, mutlu olmakla birleştirdiğiniz zaman sağlığın faydası var.

Nereden, nasıl başlamak lazım? Bunun için belli bir yaş var mı?

2 sınır çiziyorum. 30-35'li yaşlar artık dönüp kendinize bende neler oluyor diye sormaya başlamanız gereken yaşlardır. Diğeri 55 yaş ve üstü.

Yolun yarısı da 35 değil artık...

Tabii ki. 35 çok gerilerde kaldı. Ama orada Cahit Sıtkı'nın anlatmak istediği hayatın sadece organik yarılanması değil, ruhsal yarılanması. 35'ten sonra yaşamınız uzuyor ama ruhsal kalıbınız orta yaşa geliyor. 50 yaş ve civarını orta yaşlara giriş gibi düşünmek lazım. Bugünkü klasifikasyonda birkaç şeyi gündeme getirmek lazım. Artık bütün dünyada her şey yaşlılar ve orta yaşlı insanlara göre konumlandırılıyor. Çünkü tüm dünyada doğurganlık azalıyor, yaşam süresi uzadığından en fazla yaşlı nüfus artıyor.

55'te doktor şart

Peki bir doktora başvurmak için hangi yaşı beklemek lazım?

Doktora başvurmanın mutlaka gerektiği yaş, 55 ve üstü yaştır. Bu yaş grubu çok daha önemli. Çünkü o dönemde kadında da, erkekte de birdenbire hızlanan hormonal, metabolik değişimler yaşanır.

Kadında yıkım daha fazla olmasına karşın daha uzun yaşamaları bir paradoks değil mi?

Evet ama bence kadınların uzun ömürlü olmalarında bu çok olumlu bir katkı. Bütün dünyada kadınların ömrü daha uzun. Hiçbir ülke yok ki, erkekler kadınlardan daha uzun yaşasın. Erkeklerin sağlıkları konusunda daha fazla duyarlı olmaya ihtiyaçları var. Sağlıklarını daha iyi izlemeleri bazen erkekler tarafından alay konusu edilse bile, çoğu zaman kadınların daha uzun yaşamalarının sebebidir.

Orta yaşlarda hayata bakış nasıl olmalı?

İlkönce sağlığa, mutluluğa, dinginliğe odaklanmak lazım. Sağlıklı olma kararı, beraberinde başka türlü bir hayat yapılanmasını da gerektiriyor. Biraz egzersiz, biraz beslenme odaklı, uykuya, stres yönetimine dikkat eden, kendini başarıya daha fazla adayan, bunlar için gerekli olan ekonomik gücü elde etmeye çalışma gayreti içinde olan, ki ekonomisi daha iyi olanlar daha az hastalanıyor.

Örneğin ben sağlığımdan başlamalıyım, sigara içiyorum, onu bırakmalıyım. Egzersiz yapmıyorum, yapmalıyım. Duygusal hayatıma çok iyi dikkat etmeliyim. Ailevi ilişkilerim çok iyi değil, eşimle, çocuklarımla yeterince ilgileniyor muyum?

Bunları zaman zaman gözden geçirmek lazım. Hayatı dikkatli bir şekilde dağıtmak lazım. Sağlıklı olma kararı bir meydan okumadır.

Haftada en az 2 öğün balık yiyin

Likopen içeren domatesi, karpuzu, proantosiyanidin içeren üzümü, pekmezi, kırmızı şarabı, beta karoten bakımından zengin portakal, kayısı, şeftali ve havucu, yoğun lif içeren tüm meyve ve sebzeleri bol bol tüketin.

Günde birkaç tane ceviz ya da fındığı, salataya ekleyeceğiniz yarım fincan ketentohumunu beslenme alışkanlıklarınıza yerleştirin.

Süt ürünlerinde yağsız ya da az yağlı olanlara yönelin.

Haftada 2 kez ortalama 100-150 gram düzenli olarak balık tüketin.

Yeşil yapraklı sebze ve meyvelere daha çok ağırlık verin.

Kafeinden olabildiğince uzak durup tuzu azaltın.
Daha bol potasyum, magnezyum, kalsiyum almaya çalışın. Lahana, brokoli, ıspanak, soya fasulyesi, güvenilir bitkisel kalsiyum kaynaklarıdır.

Orta yaşlarda güçlü antioksidan etkileri sebebiyle flavinoitlerin de bol bol tüketilmesi yararlıdır. Çaydan, koyu yeşil, sarı ve kırmızı renkli sebze ve meyvelerden yeterince sağlanabilir. Soya, elma ve brokoli önemli flavinoit kaynaklarıdır. Lahana, kereviz, bezelye ve şalgamda da bol bulunur.

Kadınlar erkeklerden fazla yaşıyor çünkü...

Kadınlar sağlıklarına daha düşkün.

Stresleri erkeklere göre daha az.

İş kazalarıyla karşılaşma riskleri daha az.

Erkeklere göre ruhsal ve hormonal açıdan daha monogam olmaya eğilimli. Bu nedenle cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha az yakalanıyorlar.

Hormonal hiperaktif olmaları yani çok fazla değişken hormonal yaşamları, daha dirençli olmalarını sağlıyor.

Kadınlar daha sevecen, hayata daha bağlı, daha çok huzur içinde olmaya çabalıyor. Erkekler birbirlerine çok açık ve samimi değiller.
Kadınlar daha az sigara, alkol tüketiyor.

İşte erken yaşlanmanın nedenleri

Beslenme eksiklikleri.
Hipertansiyon, şeker hastalığı, damar sertliği gibi uzun süreli sağlık sorunları.
Genetik hastalıklar.
Kas ve eklem sorunları.
Egzersiz eksikliği (hareketsiz yaşam tarzı).
Kolesterol-trigliserit yüksekliği.
Yoğun stres, mutsuzluk, kötümserlik, depresyon.
Organ yetmezlikleri (tiroit bezi tembelliği, karaciğer yetersizliği, kalp, böbrek, hipofiz yetmezliği).
Yoğun çevresel kirlilik ve radyasyon etkisi.
Yetersiz ve kalitesiz uyku.
Sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı.