Regl olmak (adet kanaması, ay hali) kadın hayatının önemli bir parçasıdır. Genç kızlığa adım atılan dönemde bazen şok etkisi yaratabilen ilk adet kanaması kısa bir süre sonra kadının her ay düzenli görmeye alıştığı ve düzensizleşmesi durumunda endişeye kapıldığı bir olgu haline gelir. Adet düzensizlikleri kadınların sık yaşadıkları sağlık sorunlarındandır ve her bilinçli kadının bu düzensizliklerin nedenleri hakkında genel bilgilere sahip olması gerekir.
23 Ekim 2008 Perşembe
Adet Bozuklugu
Regl olmak (adet kanaması, ay hali) kadın hayatının önemli bir parçasıdır. Genç kızlığa adım atılan dönemde bazen şok etkisi yaratabilen ilk adet kanaması kısa bir süre sonra kadının her ay düzenli görmeye alıştığı ve düzensizleşmesi durumunda endişeye kapıldığı bir olgu haline gelir. Adet düzensizlikleri kadınların sık yaşadıkları sağlık sorunlarındandır ve her bilinçli kadının bu düzensizliklerin nedenleri hakkında genel bilgilere sahip olması gerekir.
Tirnak Bakimi
Sutyen Almanın Püf Noktaları
Sutyeninizden sırt yağlarınız taşıyorsa, sutyeninizin askıları çok sıkı olabilir ya da sutyeniniz çok büyük olabilir.
22 Ekim 2008 Çarşamba
21 Ekim 2008 Salı
Sezeryan Dogum
· Sezaryan oranı neden artıyor?
· Sezaryanın riskleri...
· NEDEN SEZARYAN ILE DOĞUM?..
· Isteğe Bağlı Sezaryan...
Anne doğum için hastaneye yatalı 6 saat olmuştu. Sancılar oldukça şiddetli geliyordu. Başlangıçta herşey yolundaydı. Doğum ilerliyordu. Ancak son 2 saattir bazı şeyler ters gidiyor gibiydi. Kuvvetli sancılara rağmen Can'ın pozisyonunda bir değişiklik olmamıştı. Aynı yerde duruyordu. Sonunda Anne'nın hekimi kararını verdi. Kemik çatı yeterince geniş değildi ve bebeğin kalp sesleri sıkıntı belirtileri gösteriyordu. Doğumu sezaryan ile sonuçlandıracaktı. Bu durum Anne'nin ve Baba'nın pek hazırlıklı olmadığı bir karardı. Kendilerini hep normal vajinal doğuma hazırlamışlardı. Aylarca nefes egzersizleri yapmışlar, konu ile ilgili birçok kitap okumuşlardı. Acaba başka çare yok muydu?
Evet her doğum eyleminin sezaryan ile sonlanma olasılığı vardır. Hamileliğin son günlerinde en çok merak edilen konu doğumun ne şekilde olacağıdır. Genelde normal doğum istenir.
Normal Doğum Nedir?
Normal doğum Can'nın başının önde olarak vajinal yoldan olduğu doğumdur. Bir vajinal doğumun normal olup olmayacağı Can doğana kadar kesin olarak kestirilemez. Son anda bile bazı şeyler ters gidebilir. Ancak önceden yapılan muayenelerle doğumun normal olma şansı hakkında hekim bir kanı edinebilir.
Özellikle Ülkemizde sezaryana karşı bir korku vardır. Sezaryanla doğan kadınların yarım kalacağı ( O'da ne demekse?), iyileşmesinin çok güç olacağı, karnının şiş kalacağı söylentileri dolaşır durur. Bunların hiçbiri gerçekleri yansıtmaz.
Sezaryan nedir?
Sezaryan ile doğum Can'ın ve sonunun , Anne'nin karnından uterusu açarak çıkartılmasıdır. Can'ın ve Anne'nin sağlığını tehdit eden her durumda ya da vajinal yolla doğumun imkansız olduğu durumlarda sezaryan yapılır.
Sezaryan ameliyatı dünyanın bildiği en eski ameliyatlardandır. Tıbbın ve teknolojinin ilerlemesiyle ameliyat tekniği çok gelişmiştir. Ameliyatların mikropsuz koşullarda yapılması, kan verilebilmesi, kuvvetli mikrop kırıcı ilaçlar, modern cerrahi malzeme ve genel anestezi vermeden belden yapılan uyuşturma sayesinde ameliyatın tehlikesi çok azalmış, nerdeyse normal doğum kadar tehlikesiz olmuştur.
Normal koşullarda ameliyat 45 dakika kadar sürer. Can ameliyat başladıktan yaklaşık 10 dakika sonra çıkarılır. Sonra kesilen katlar dikilir. Can'a ulaşmak için cildden başlayarak 8 kat tabaka kesilmekte ve sonra dikilmektedir.
Bu tabakalar sırasıyla...
- Cilt,
- Cilt altı yağ dokusu...
- Kasların koruyucu kılıfı...
- Kas tabakası...
- Karın iç zarı...
- Uterus zarı...
- Uterus kası...
- Amnion zarı...
Sezaryan oranı neden artıyor?
Son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde sezaryan ile doğan bebek oranı hızla artmaktadır. Bugün birçok gelişmiş ülkede sezaryan oranı %20-25 arasında seyretmektedir. Yani her 4 veya 5 bebekten biri artık sezaryan ile doğmaktadır. Halbuki oran 1970 de %5.5, 1980 de ise %16.5 idi. Bu da sezaryanın birçok hekim ve aile tarafından yaygın bir şekilde benimsendiğinin göstergesidir.
Sezaryan oranının artışında bir başka neden hekimlerin eğitimlerindeki değişikliklerdir. Örneğin eskiden Can'ın ters gelişlerinde vajinal doğum daha çok uygulanan bir doğum şekli idi. Böyle olunca eğitim gören hekimler vajinal yoldan ters doğumları yapmakta ustalaşırdı. Ama yavaş yavaş sezaryan oranı arttıkça vajinal yoldan doğan Can sayısı azaldı. Uzmanlık eğitimi gören hekimler ters gelen bebeklerin vajinal doğumunu öğrenemeden uzman olmaya başladılar. Bu durumda bugün nerede ise hemen her ters doğum sezaryan ile doğurtulmaya başlandı.
Aynı eğilim forseps doğum içinde geçerli oldu. Forsepsi eline bile almadan uzmanlık eğitimini tamamlayan bir hekim doğal olarak her zorlu doğumda sezaryan ile doğuma yöneldi.
Artan her sezaryan sayısı daha sonraki doğumlarında sezaryan ile olmasına neden olur.
Yani sezaryan sayısının artışı bir kötü daire şeklinde çalışır durur. Bu kötü daireyi kırmak için son yıllarda daha önce sezaryan ile doğum yapmış Annelerı daha sonraki doğumlarında vajinal yolla doğurtmak eğilimi artmaktadır.
Aileler sezaryanı neden benimsiyor?
Çağdaş aileler günümüzde küçük kalmak istiyor. En fazla iki çocuk düşünüyor. Bu nedenle daha garanti gördükleri sezaryanı tercih ediyor. ikinci operasyon esnasında da tüplerini bağlatarak bir daha gebe kalma korkusundan kurtulmuş oluyorlar.
Sosyoekonomik koşulları iyi olan aileler sezaryanı daha fazla tercih ediyorlar. Çünkü bu ailelerin özel hastanelerde, özel hekimlerle doğum yapma şansları fazla. Tercihlerini daha iyi belirliyorlar. Ekonomik koşulları kötü olan aileler ise devlet ya da sigorta hastanelerinde doğum yapıyorlar. Bu hastanelerde çok gerekmedikçe sezaryana fazla başvurulmuyor. Bu eğilim sadece Ülkemizde değil, dünyada da böyle.
Bu nedenle özel hastanelerde sezaryan oranı kat kat fazladır. 30 yaşın üstündeki Annelerde ve yüksek öğrenim görmüş Annelerde sezaryan tercihi çok daha fazladır
Sezaryanın üstünlükleri...
Birçok durumda sezaryan ile doğum tercih edilir. Bugün gelişmiş ülkelerde her 4 doğumdan biri sezaryan ile olmaktadır. Bunun nedenleri şunlardır.
Sezaryan tehlikesiz bir doğum şekli haline gelmiştir.
Normal doğum sırasında Can uzun süreler oksijensiz kalır. Sancılar sırasında olan bu durum uzun sürerse Can'da bazı hasarlar olabilir. Sezaryanda böyle bir tehlike yoktur.
Normal doğum sırasında ıkınmalara ve zorlanmalara bağlı olarak rahim ve idrar kesesi sarkmaları olur. Uterus ağzı yırtıklara bağlı akıntı şikayetleri olabilir. Rahim ağzının genişlemesine bağlı olarak cinsel ilişkide eski zevk kalmayabilir. Sezaryan ile bu sakıncalar ortadan kalkmıştır.
Çoğu zaman normal doğum sonrası çekilen sıkıntılar sezaryan'a göre daha fazla olur. Epizyotomi dikişleri şişer, mikrop kapabilir. Anne otururken ve dışkılarken siddetli sancı yapabilir. Dikişler iltihap kaparsa epizyotomi kesisi açılabilir ve aylarca süren sıkıntılar doğurur.
Sezaryan esnasında uterus veya yumurtalıklarda mevcut myom, kist gibi oluşumları çıkarma şansı doğar, Anne ikinci bir ameliyat olasılığından kurtulur.
Sezaryan ile daha zeki bebekler...
Ancak sezaryan ile doğumun en büyük amacı doğacak çocukların zeka ve akıl yönünden geri kalmamasını sağlamaktır.
Can anne karnında uterus içinde bulunmaktadır. Can Anne'ye göbek kordonu ve plasenta aracılığıyla bağlıdır.
Doğum eylemi başladıktan sonra sancılar sırasında göbek kordonu sıkışabilir ve bebeğe giden kan ve oksijen miktarı azalabilir. Bu durumda Can'ın beynindeki hücreler ölmeye başlar. Bu olay zamanında farkedilmeyip gerekli önlem alınmazsa bebek tüm ömrü boyunca sakat ya da geri zekalı olabilir. Bu geri zekalılık çoğu zaman farkedilmeyecek kadar hafif olur. Ancak çocuk büyüyüp okula gitmeye başladıktan sonra zeka eksikliği belirmeye başlar. Derslerde, okullara giriş sınavlarında başarı gösteremez.
Sezaryanın riskleri...
Herşeye rağmen sezaryan bir operasyondur. Karın açılmaktadır. Karın içi iltihaplanma riski her zaman vardır. Dikişlerde, ciltaltında kanama ve iltihap ile karşılaşılabilir.
Sezaryan ile kan kaybı normal doğuma göre daha fazladır. 2. veya 3. kez yapılan sezaryanlar 1. lere göre daha risklidir. Çünkü ilk sezaryandan yapışıklıklar kalmıştır. Idrar kesesi yukarı kaymış olabilir. Idrar kesesinin veya idrar yollarının zedelenme riski vardır.
Sezaryan sonrası dikiş bölgesindeki sancılar 3-4 gün devam eder ve Anne'nin hareketlerini ve emzirmesini güçleştirir.
Genel anestezi ile yapılan sezaryanlarda anesteziye bağlı sıkıntılar olabilir. Bu şekilde sezaryan ile doğum yapanlarda Anne ölüm oranı vajinal doğuma göre 3-4 kat fazladır.
NEDEN SEZARYAN ILE DOĞUM?..
Baş-Çatı uyumsuzluğu...
En sık sezaryan nedeni Can'ın başı ile Anne'nin kemik çatısının birbirine uymamasıdır. Ya Can'ın başı çok büyük olmakta ya da Anne'nin kemik çatısı ileri derecede dar olmaktadır. Ya da baş ile çatı birbirine uyar büyüklüktedir. Ancak başın kemik çatıya oturuş şekli başın çatıdan geçişini engeller.
Bazan doğum ilerler. Baş iyice kemik çatının içine yerleşir. Ama pozisyonu ters oturur. Bir türlü son hareketi yapıp dışarı çıkamaz. Bu durumda sancılar ne kadar güçlü olursa olsun Can'ın başı belli bir noktadan ileri geçemez. Sezaryan yapılmadığı takdirde hem Anne'nin hem de Can'ın yaşamı tehlikeye girer. Hamilelik sırasında yapılan kontrollerde bu uyuşmazlığı önceden saptayabilmekteyiz. Böylece gereksiz sancı çektirmeden planlı sezaryan ile doğum yaptırmaktayız.
- Can Sıkıntı da...
Ikinci sık neden Can'ın sancılar başladıktan sonra sıkıntıya girmesidir. Bu durum Can için bir çeşit nefes darlığıdır. Bu durum daha çok gelişmesi geri kalmış ve Anne karnında iyi beslenememiş Can'larda görülür. Ayrıca doğum gününün geçmesi, kordonun Can boynuna dolanması, ya da düğümlenmesi bu sıkıntıya neden olabilir. Bu durumun oluşabileceği düzgün ve dikkatli yapılan kontrollerle anlaşılabilir ve uygun zamanda Anne'yi normal doğuma bırakmadan sezaryanla doğurtmak gerekir.
Gelişme geriliği olan, yeteri kadar Anne karnında beslenememiş Can'ların eylem sırasında sıkıntıya girme oranı yüksektir. Bu nedenle belirgin gelişme geriliği olan Canları fazla sıkıntıya sokmadan sezaryanla doğurtmak en uygun yol olur.
Bazen Can sağlıklıdır ve doğum normal ilerlemektedir. Ama bir süre sonra Can'ın sıkıntıya girmeye başladığını gösteren belirtiler ortaya çıkar. Kalp sesleri bozulmaya, Can'ın dışkısı suyun içinde gözükmeye başlar. Bu durumda ya kordon sıkışmıştır, ya da plasentada ayrılmalar olmaktadır. Kordonu kısa olan Can, aşağı doğru hareket edince sıkıntıya girer. Böyle durumlarda doğum yakınsa Anne'ye oksijen vererek, pozisyonun değiştirerek ve doğuma aktif olarak yardım ederek vajinal yoldan doğurtma şansı değerlendirilebilir. Ama Anne uzun sürecek bir doğum sürecinin başında ise sezaryan yeğlenmelidir.
Kanamalar...
Üçüncü önemli sezaryan nedeni kanamadır. Eğer Can'ın sonu önde yerleşmişse ya da doğum bitmeden son ayrılmaya başlamışsa çok şiddetli kanamalar olur. Düzenli kontrole gelen Annelerde bu tehlikeler önceden farkedilebilir ve zamanında sezaryan yapılarak hiç bir tehlike yaşamadan hamilelik sonlandırılır. Yüksek tansiyonu olan veya son aylarda tansiyonu yükselmiş hamilelelerde son ayrılma riski daha fazladır. P>
Ters Duruşlar...
Dördüncü önemli neden Can'ın uterusta ters ya da yan durmasıdır. 100 hamilelikten %95'inde en geç son ayda Can'ın başı aşağı doğru dönerek kemik çatıya yerleşir. 100 hamileden 5'inde ise Can bu dönüşü yapamaz ve poposuyla kemik çatıya yerleşir. Burada ters geliş söz konusudur.
Doğum eylemi sırasında baş önden ise doğum yolunu açar. Başın geçtiği her yerden gövde rahatlıkla geçer. Çünkü gövde başa göre daha esnektir. Bu nedenle popo önde giderken doğum yavaş ilerler. Poponun geçtiği yerden baş geçemeyebilir.
Ters gelişte vajinal yoldan doğum yaptırmaya çalışmak, Can'ın geleceği ile kumar oynmaktır. Doğumun son anına kadar neler olacağı bilinemez. Can'ın vücudu doğup kafası içeride sıkışabilir. Can canlı bile doğsa ileride bir çok sakatlıklar ortaya çıkabilir. Onun için ters gelişlerde doğum sancılarını beklemeden sezaryan yapmak en uygunudur.
Diğer nedenler...
Can'ın çok iri olması, Anne'ye ait şeker, tansiyon gibi hastalıklar, sonun önde gelmesi, ikiz hamilelikler, erken doğumlar sayılabilir.
- Eski Sezaryanlılar...
Bu konudaki genel eğilim daha önce sezaryanla doğum yapmış Anneleri yine sezaryanla doğurtmaktır. Öncelikle ilk doğumda sezaryana yol açan neden sürüyorsa sezaryan kararı verilir. Bu neden ortadan kalkmış olsa bile eski dikiş yerlerinin zorlanmasından ve açılmasından korkulur. Bu nedenle yerleşmiş bir deyiş vardır."Bir kez sezaryan, daima sezaryan". Ancak bu yaklaşım son yıllarda değişmiştir. Gelişmiş ülkelerde sezaryanla doğumun maliyeti normal doğuma oranla çok fazladır. Bu nedenle özellikle özel sağlık sigortası yapan şirketlerin de zorlamasıyla daha önce sezaryanla doğum yapmış Annelere ikinci hamileliklerinde vajinal doğum denenmesi yaygınlaşmaktadır.
Son yıllarda ABD'de eski sezaryanlıların %60 a yakını vajinal yoldan doğurtulmaya başlanmıştır. Iyi seçilmiş olgularda vajinal doğum şansı oldukça yüksektir. O korkulan rahim yırtılmasının görülme sıklığı da fazla değildir. Ancak ülkemizin koşulları henüz bu yaklaşımın çok uzağındadır. Çünkü bu hamilelerde doğum eyleminin çok dikkatli izlenmesi gerekirki bu özel hastanelerde bile mümkün değildir. Ayrıca Ülkemizde hastalara kendilerine yapılan işlemleri anlatan epikriz dediğimiz tıbbi raporun verilmesi yaygın değildir. Bu durumda ilk sezaryanın gerekçeleri bilinemez. Uterusa yapılan kesinin yeri önemlidir. Eğer kesi biraz yukarıdan yapılmış ise vajinal doğum sırasında yırtılma riski aşağıdan yapılmış kesilere göre daha fazladır.
Isteğe Bağlı Sezaryan...
Hiçbir tıbbi gereklilik yokken isteğe bağlı sezaryan yapılması ne kadar doğrudur? Bu oldukça tartışmalı bir konudur. Bazı hekimler keyfi sezaryana karşıdır. Gerekmedikçe sezaryan yapmazlar. Ama çoğu hekim keyfi sezaryanı benimsemiştir. Bana göre de bir ailenin sezaryan tercih etme hakkı olmalıdır. Bir kişi vücuduna ne gibi girişimlerde bulunulabileceği hakkında karar verebilir. Annede normal doğum yerine sezaryanı yeğleyebilir
Epidural anestezi ile sezaryan,
1) Anne uyumadığı için Can'ını çıktığı anda görebilir.
2) Uyuşturucu verilmediği için Can çok sağlıklı doğar.
3) Genel anestezide Can'ın az ilaç alması için çok hızlı çıkarılması gerekir. Bu nedenle kan kaybı fazla olur, dokular daha fazla zedelenir. Oysa epidural anestezide aceleye gerek yoktur. Böylece ameliyat sonrası iyileşme daha çabuk olur.
4) Genel anestezi alındığında, alınan gazlara bağlı olarak Can çıktıktan sonra uterus iyi kasılamaz ve kan kaybı fazla olur. Epidural anestezide ise böyle bir risk yoktur.
5) Ameliyat sonrası ağrı duyulmaz. Çünkü sadece kesilen yerler uyuşmuştur. Gaz sancısı oluşmaz.
Cinsel ilişki
Görme
Duyma
-İlişki öncesinde can sıkıcı sözler olmamalı -Gönül alıcı fısıldaşmalar, tatlı bir sohbet en azından sevgi dolu birkaç söz.
Koklama
-Güzel kokular etkileyicidir. Bu inceliği bilen kadın, o anda güzel kokularla kokulanmayı da ihmâl etmez. -Bedenin temizliği ve hoş olmayan kokudan arınmış olması da yeterlidir. -Eşlerin temiz vücudlarından birbirine verdiği fıtrî ve tabii kokunun, başlı başına te'sirli bir gücü vardır. -En çok rahatsız edici kokular, ağız kokusu ile ağır ter kokusudur. -Vücudda fazla ter toplayan koltukaltı ve kasık bölgeleri, haftada bir tıraş edilmeli ve yıkanmalıdır.
Tatma
-Dişler fırçalanmalı veya misvâklanmalıdır. -Ağızda soğan sarmısak veya sigara kokusu rahatsız edicidir. -İlişki başlangıcında ağız bölgesinin, dil ve dudaklar çevresinde yaptığı temaslar da, tatma hissinden gerekli zevki almaya yeterlidir..
Dokunma ve Okşama
Terbiyeli Kış Türlüsü (4 Kişilik)
Hamilelik Testleri
Evde yapılan hamilelik testleri
Laboratuarda idrar testi
Kan testiBu test %100 doğrulukla yapılmaktadır ve hamile kalındıktan sonraki ilk haftada pozitif sonuçverir. Bu testte serum yada kandaki HCG hormon düzeyinin artışı tespitedilir. Yalnız labratuvarda yapılan bu test en kesin sonucuverir.. Ayrıca bu test hamilelik süresinin saptanmasında da yardımcı olur. Bazı durumlarda (erken tespit istendiğinde) idrar testi ile görülmeyen hamileliği kan testi ile görürsünüz.
Bebeğin Cinsiyeti Kaçıncı Ayda Belli Olur?
Gebelik Belirtileri
Bebek sahibi olmak için bir kadının en uygun olduğu yaş dilimi 18-35 yaşlar arasıdır.Bu dönemin başlangıcında kadının kendi vücudu gelişimini tamamlamıştır ve bir bebek gelişimi için uygun hale gelmiştir.
Yaşınız ya da pozisyonunuz ne olursa olsun gebe kalmak istediğinizde ya da gebe olduğunuzu düşündüğünüzde mutlaka uzman bir hekime müraacat etmelisiniz.
Gebelik ne zaman başlar ?Gebelik erkekten gelen spermin kadının yumurtalıklarından atılan yumurta hücresini döllediği anda başlar.Bu andan 8.haftanın sonuna kadar olan dönem ebryonik dönem olarak adlandırılır. Sekizinci haftadan doğuma kadar olan süreye de fetal dönem denir.
Gebelik yaşı nasıl hesaplanır ?Gebelik yaşı hesaplanırken gebe kalındığı düşünülen ilişkinin gerçekleştiği gün kriter olarak alınmaz. Tüm dünyada ve terminolojide bir standart sağlayabilmek amacıyla son adet kanamasının ilk günü (SAT, son adet tarihi) gebeliğin başlangıcı olarak alınır. Gebelik yaşı hesaplanırken ay kullanılmaz. İnsanlarda gebelik 280 gün sürer. Bu 40 haftaya denk gelmektedir. Sonuç olarak gebelik hafta olarak tanımlanır ve başlangıcı olarak da son adet kanamasının ilk günü esas alınır.
Bebeğin doğum tarihi nasıl hesaplanır ?Bebeğin beklenen doğum tarihini (BDT) hesaplamak için oldukça basit bir yöntem vardır: 7 gün ekle 3 ay çıkart. Negele yöntemi adı verilen bu sistemde SAT'ne 7 gün eklenir ve 3 ay geriye gidilir. Bir örnekle açıklayacak olursak son adet kanamasının ilk günü 7 Temmuz olan bir anne adayını ele alalım.
Bu hasta için beklenen doğum tarihi 14 Nisan'dır. Ancak bebeklerin sadece %5'i bu tarihte doğar. 38 hafta ile 42 hafta arası doğan bebekler normal kabul edilirken 38 haftadan önce doğanlar preterm 42 haftadan sonra doğanlar postterm olarak adlandırılır. Prematürite ise bebeğin yaşını değil gelişimini anlatan bir ifadedir. Örneğin 36 haftalık doğan bir bebek preterm olmasına yani erken doğmasına rğme eğer akciğer gelişimini tamamlamış ise prematür değildir.
Gebeliğin belirtileriGebeliğin en önemli bulgusu adet gecikmesidir. Ancak her adet gecikmesi gebelik anlamına gelmez. Yaşam tarzındaki herhngi bir değişiklik, çeşitli rahatsızlıklar, diet, psikolojik durum değişiklikleri, stres gibi pek çok faktör adet gecikmesine neden olabilir.
Gebelik testleriGebe olduğunuzu ne kadar erken öğrenilirse , gebelik ile ilgili bakıma o kadar erken başlanabilir. Bu nedenle adet gecikmesi olan her kadın vakit kaybetmeden gebelik testi yaptırmalıdır.
Gebeliğin oluşması ile birlikte gebelik ürününüden bazı hormonlar salgılanmaya başlar. Bu gebeliğe özgü hormonlar kadının adet siklusunu kesintiye uğratır ve kadın gebelik süresince adet görmez.
Kanda ve idrarda bu hormonların tayini ile gebelik teşhisi konabilir. Kanda bakılan hormon daha henüz ortada bir adet gecikmesi olmadan önce bile gebeliği gösterebilir. İdrarda ise sıklıkla 7-10 günlük bir gecikmeden sonra gebelik saptanabilir.
Piyasada satılan ve kişinini kendi kendine uyguladığı testlerin güvenilirliği labovatuardakilere oranla biraz daha düşüktür.
Bu nedenle adet gecikmesi olan ve kendi kendine yaptığı test negatif çıkan kadınlar da hekimlerini konu hakkında bilgilendirmeli ve onun tavsiyelerine uymalıdırlar.
Duygulanım değişiklikleriGebeliğin ilk 3 ayında anne adayında bazı psikolojik değişiklikler meydana gelebilir.
Kişi çok neşeliyken bir anda ağlama krizlerine tutulabilir. bazı günler çok sinirliyken bazı günler sakin olabilir. Bünye gebeliğe uyum sağladıkça bu sorunlar da yavaş yavaş ortadan kalkar.
Ancak gebeliğin son haftalarında tekrar bir huzursuzluk ortaya çıkabilir.Kişi sinirli, heyecanlı olabilir, Uyku problemleri ortaya çıkabilir. Bunlar fazla endişeedilmemesi gereken durumlardır. Hemen hemen her kadın bu duyguları yaşar.
Aynı şekilde baba adayında da bazı değişiklikler görülebilir. Eşinin durumu hakkında endişeler taşıyabilir ve konu hakkında bilgisi yoksa ona yardım edememenin sıkıntısını yaşar. Bu nedenle çiftler kendilerinden önce böyle bir deneyim yaşayan arkadaşları ile konuşarak onların tecrübelerinden yararlanabilirler. Ancak unutulmamalıdır ki en profesyonel yardım konunun uzmanı olan bir hekimden alınabilir.
Bebek hareketleri ilk ne zaman hissedilir ?Daha önce doğum yapmış olan hanımlar bu konuda da tecrübelerini gösterirler. Bu hanımlar genelde 16. hafta civarında bebeğin oynadığını hissederken ilk gebeliğini yaşayanlar 19-20. haftalarda bu hisle tanışırlar. Hanımlar bunu içlerinde bir kuşun kanat çırpmasına benzetmektedirler.
Ne sıklıkta doktor kontrolü gereklidir ?32 haftaya kadar ayda bir kez, 32-36 haftalar arası 15 günde bir, bu tarihten doğuma kadar da doktorunuzun uygun göreceği sıklıklarda kontrol gereklidir. Bu kontrollerde bazı temel tetkikler yapılır, bebeğin ve gebenin gelişimi kontrol edilir ve standartlara uygun olup olmadığı saptanır, bebekte ya da gebede olası bir anormalik saptanır ise buna yönelik tedaviler planlanır ve yapılır, bazı özel gebelerde gereken özel tetkikler ve araştırmalar gerçekleştirilir.
Bebeğinizin ve kendi sağlığınız için gebelikte hekiminizi düzenli olarak ziyeret etmeyi ihmal etmeyiniz.
Bebeğin cinsiyeti ne zaman belli olur ?Aslında bebeğin cinsiyeti döllenme meydana geldiği anda bellidir.Burada tek belirleyici babadan gelen spermin cinsidir. Eğer bu sperm Y kromozomu taşıyor ise bebek erkek, X kromozomu taşıyor ise bebek kızı olacaktır. Ancak bu cinsiyetin tespiti ancak dış cinsel organlar ultrason ile görülebilecek büyüklüğe ulaştığında mümkün olur.
Genellikle 14-16. haftalardan itibaren tecrübeli gözler bebek cinsiyetini saptayabilir. Tanı amaçlı yapılan ve bebekten doku alınmak sureti ile gerçekleştirilen biopsi sonucu bebeğin cinsiyeti %100 doğrulukla saptanır ancak bu işlemler sadece tıbbi bir gereklilik varsa yapılır. Sadece cinsiyet tayini için yapılmaz.
20 Ekim 2008 Pazartesi
Genc Kalmak
Soğuk ve Sıcaktan Korunmak
Her mevsim farklı keyifler getirir.Yaz, deniz ve güneşin yanı sıra özgürlüğün, açık havada yaşamanın mevsimidir.Kış ise kar, kayak,sinemalar, iç mekanlardaki sosyal olaylarla renklenir.Gerekli önlemleri alırsak, her mevsimin tadını doyasıya çıkarabiliriz.cildimizin yaz-kış demeden daima korunmaya ihtiyacı vardır.Özellikle yüzümüz çevreden gelen her türlü etkiye karşı savunmasızdır.Bu nedenle ona iyi bakmalıyız.Kış mevsimiyle birlikte bazı cilt rahatsızlıkları artar.Bunların başında akne,sedef,egzama ve vitiligo gibi sorunlar gelir.Soğuk havanın neden olduğu cilt kuruluğu cildin yaşlanma sürecini hızlandırır.Kışın karşı olduğumuz en büyük sorunlar;dışarıdaki soğuk ve kuru havalar, sert rüzgârlar, çevre kirliliği ve asit yağmurlardır.Kapalı ortamlarda geçirdiğimiz süreler de cildimizi olumsuz yönde etkiler.Örneğin;iç mekânlarda taze havadan mahrum kalırız. Sıcak kaloriferler, soba ve klima gibi ısıtıcı cihazlar havayı kurutur.Dışarıdaki soğuk hava cildimize ne kadar zarar verirse, evlerin ve iş yerlerinin gereğinden fazla ısıtılması da en az o kadar zararlıdır.
SICAK SUYA DİKKAT!!!
Kışın en büyük ihtiyacımız nem ve temiz hava...Bir yandan havayı diğer yandan da cildimizi nemlendirmek için tedbir almalıyız.Soğuk, yağışlı ve rüzgârlı günlerde, cildimizi korumak için elimizden geldiği kadar örtünün.Günde en az 2 litre su için.Aşırı sıcak suyla yıkanmayın.Elektrikli battaniyeler içinde uyumayın.Ev ve iş yerinde buhar makinesi çalıştırın.Kalorifer üzerine ıslak havlular koyun veya sobanın üzerinde bir çaydanlık su kaynatarak odadaki nem oranını artırın.
KIŞ KOZMETİKLERİ
Kış boyunca daha besleyici ve biraz daha güçlü kremler kullanmamız gerekir.Cildimiz kuru da olsa, yağlı da olsa onu nemlendirmeyi ihmal etmemeliyiz.İçinde A, C, E vitaminleri gibi antioksidanlar, bal, aloevera ve meyve asitleri bulunan onarıcı bakım ürünleri kullanın.Cildinizi besleyici maskelerle canlandırın.Özellikle bal avokado püresi, süt ve kayısı yağı, kivi ve muz gibi malzemelerden yapabileceğiniz maskeler cildin nem dengesini korur ve onu besler.Temizleyici olarak jel yerine daha kremsi ürünleri tercih edin.Cildiniz kuru ise solaryumdan uzak durun...
Sarkık Gögüsler Dikleşsin
Çoğu kadın yanlış beden iç çamaşırı kullanır. Bu konuda uzman birine veya arkadaşınıza başvurarak bedeninize göre bir iç çamaşırı alın. Doğru beden bir sutyen ve askı, göğüslerinizin dik görünmesini sağlar.
Sutyenlerinizi kafes olarak düşünün
Her zaman sutyeninizin göğsünüzü tam kapladığından emin olun. Böylece üst tarafınız daha ince ve göğüsleriniz dik görünecek..
Eğer onlara sahipseniz, havanızı atın..
Göğüsleriniz olduğunu unutmayın. Eğer onları gizlemeye çalışırsanız, sonunda bel ağrısı sorunu yaşayabilirsiniz. Boynunuzu göğsünüze kadar açık bırakarak göğsünüz ileri şekilde yürüyün. Göğüslerinizin kaç beden olduğunun bir önemi yok, onları görülebilir şekilde dik durmalısınız.
Telli bir sutyen alın
Telli sutyen göğsünüzün yükünü azaltarak, dik ve yukarı doğru olmasını sağlar. Diğer sutyenlerden biraz daha maliyetli olsa da belinizi daha ince gösterir.
Silikonlu veya süngerli iç çamaşırlarını tercih edin
Sutyeni dolduracak kadar büyük göğüsleriniz yoksa, silikonlu veya süngerli sutyenleri tercih edin.
Boyundan bağlanan veya straplez tercih edin
Göğüs yapınız dar ve göğüsleriniz küçükse, boyundan bağlamalı veya straplez sutyen ile harika görünebilirsiniz. Köşeli kesimler vücudunuzun, omuzlarınızın daha hoş görünmesini sağlayabilir.
Derin göğüs dekolteli üst ile göğüslerinizi ayıran sutyen giyin
Derin V yakalı tişört veya gömleğinizle giyeceğiniz göğüslerinizin arasını açan bir sutyeniniz varsa oldukça çekici görünebilirsiniz.
Göğüsleriniz sutyenden taşmasın
Eğer doğru beden bişr sutyen seçerseniz, göğüslerinizi yükseltir, belinizin yükünü azaltırsınız. Bu nedenle göğüslerinizin sutyeninizden taşmamasına özen gösterin..
Yıllarca aynı sutyeni giymeyin
Sutyenler sıkıdır ve dışarıda giyilir. Vücudunuz ve göğüslerinizin bedeni yılların etkisiyle değişebilir. Şimdi ve daha sonra her zaman kendinize yeni bir sutyen alın. Bu daha canlı görünmenizi sağlar.
Hatlarınızı belli eden, üzerinize oturan ceket giyin
Bol ceketler belinizi ve göğsünüzü kapatır. Bu sizin kare ve biçimsiz görünmenize neden olur. Sıkı bir ceket belinizi ve göğsünüzün hatlarını ortaya çıkarır.
Acaba Ne Giysem? Diyorsaniz...
Yüzdeki Lekelerin Tedavisi
Menapoz
Gelinlik Secerken Nelere Dikkat Edilmeli
Çeşitli Vücut Yapılarına Göre Gelinlik:
Dikdörtgen Tipli Vücutlar:
Bu vücut türünde bel kısmı çok fazla belli değildir, omuzlardan kalçalara doğru düze yakın bir hat inmektedir. Dikdörtgen vücutlu bayanların, bellerini ortaya çıkaran büzgülü bir gelinlik modeli seçmeleri uygun olacaktır.
Armudi Tipli Vücutlar:
Bu tipteki bir kadının kalçaları omuzlarından daha geniştir. Aradaki bu farkı aza indirmek için hafif vatkalı gelinlik modelleri uygun olabilir. Bunun yanısıra, kalın kumaşlı modeller tercih edilmelidir. Kalçalar geniş ve yuvarlaksa düz kesimli modellerden kaçınılmalıdır; çünkü bu tür modeller kalçaların genişliğini daha fazla ortaya çıkaracaktır.
Kalın belli bir vücut için tavsiyemiz V tipinde bir gelinlik modeli seçimidir. Ayrıca kemerli ve geniş gelinlik modelleri de pek uygun değildir.
Üçgen Tipli Vücutlar:
Üçgen tipli vücuda sahip kadınların omuzları kalçalarına göre daha geniştir. Genelde sporcu bayanlarda rastlanılan bu tip vücut için, omuzların genişliğini kapatmak amacıyla, üst kısmı düz kesimli ve uzun kollu modeller uygundur.
Kum Saati Tipli Vücutlar:
Genelde ideal vücut tipi olarak görülen bu vücutlar için hemen her modelin yakıştığı söylenebilir. Yine de bellerini ortaya çıkaran modeller önerilebilir.
Diğer Tavsiyeler:
* Düz karınlı ve küçük göğüslüyseniz düz kesimli bir gelinlik seçebilirsiniz.
* Göbeğinizden şikayetçi olmanız durumunda A-tipinde gelinlikler uygundur.
* Sırtınızın güzelliğine inanıyorsanız, sırtı bele kadar açık olan bir gelinlik seçebilirsiniz.
* Kısa boylusanız önü V-kesimli bir gelinlik boyunuzu olduğundan uzun gösterir.
* Uzun boylusanız etek boyları çok kısa olmadan her model yakışır.
* Kısa boyunluysanız önerimiz saçlarını toplamanız olacaktır.
* Uzun boyunluysanız tam tersine saçlarınızı açık bırakmalısınız.
* Kollarınız kalın veya çok ince ise, uzun ya da kısa kollu bir gelinlik seçebilirsiniz.
GELiNLiK SEÇERKEN BEDENiNiZE UYGUN GELiNLiK
Düğününüzden en az 3 ay önce geliniğinize karar vermiş olmalısınız. Hatta düğününüz yaz aylarına denk geliyorsa, modaevlerinin ve gelinlik firmalarının bu aylarda yoğun olduklarını dikkate almak ve siparişinizi dört ay önceden vermek yerinde olur. Zevkine güvendiğiniz kişi veya kişilerle, en az 5-6 firmaya gidin ve görüşün. Yalnız ikiden fazla kişiyle bir gelinlik firması veya modaevine gitmeniz pek yerinde olmaz. Öncelikle ne kadar fazla kişi olursa ortaya o kadar da fazla fikir çıkacaktır.
Bu da sizin aklınızın çok fazla karışması anlamına gelir. Fazla kişiyle bir firmaya gidildiğinde, size yardımcı olan firma yetkilileri de zaman zaman zor anlar yaşamaktadırlar. Hatta, müşteri kaybetmek pahasına olsa bile, size verecekleri kısa yanıtlarla adeta sizle çalışmak istemediklerini belirtebilmektedirler (özellikle işlerin yoğun olduğu yaz aylarında).
ister sipariş olsun, ister hazır olsun firmayla ilginizi düğün gününe kadar kesmemek akılcı olmaktadır. Düğün koşuşturmasından vücudunuzda birkaç kiloya varan değişiklikler söz konusu olabilir. Bu durumda gelinliğinizde bazı küçük düzeltmeler gerekebilir. Ayrıca, düğün gününüzde gelinliğinizi giydirmek için firmadan bir görevlinin size yardım için gelip gelemeyeceğini de öğrenin. Sizi bir arkadaşınız, anneniz veya akrabanız giydirecekse, bu kişinin gelinliğin ayrıntılarını öğrenmesini sağlayın. Böylece düğün günü gelinlik konusunda bir aksilik yaşanmasının önüne geçmiş olursunuz.
Gelinlik dikimi, profesyonel ve titiz bir çalışma gerektirir. En iyi gelinlik; ayrıntıların zenginliğe ve şıklığa hizmet ettiği, parçanın bütüne uygun olduğu gelinliktir. En iyi gelinlik; gelinin bedenine uyumlu olarak tasarlanmış olan gelinliktir. Modelinizi seçtiniz; aynı modeli X YTL ye de bulursunuz XX YTL ye de! Farkı yaratan; kumaş, dikiş ve süslemelerde kullanılan malzemelerin kalitesidir. Dikiş kalitesi o kadar önemlidir ki; en pahalı ve kaliteli kumaşı değersiz bir hale getirebilir. Kişiye özel tasarımlarda hata payı hemen hemen hiç yoktur.
Gelinlik modeli seçimine genel olarak bakıldığında;
Toplu gelinlerin narin giyinmesi modelini, rengini ve aksesuarı ona göre seçmesi iyi olur. Toplu gelinlerin bembeyaz bir gelinlik giymesi yanlış olur. Bunun yerine kırık beyaz, krem rengi, vücudu ortadan ikiye bölen modellerde yakalar, dikkat çeken bir eşarp modeli olduğunda, dikkatler kilodan uzaklaşmaktadır.
Göbek sorunu olan gelinler, çan etek biçiminde bir gelinlik tercih ederlerse uygun olur.
Çok zayıf görünmek de hoş olmaz. Bu sebeple ince ve uzun hanımlar, kabarık etekli modelleri tercih edebilirler.
Kısa boylu hanımların V yakalı veya V kesimli gelinlik giymesi, boyun daha uzun algılanmasını sağlar.
Uzun boylu gelinler, ayakkabılarını gösterecek modeller seçebilirler.
Gelinlik için mekan da çok önem taşır. Bahçe düğünlerinde daha çok çiçek kullanılabilir. Çiçekler ortamdan dolayı gelinlikle bütünlük arz eder. Büyük salonlarda, özel ışıklandırılmış ortamlarda, havuz başı gibi yerlerde yapılacak düğünlerde dantelli, taşlı, ışıltılı bir gelinlik ortama daha çok uyar.
GELiNLiK DETAYLARI
Gelinlik firmalarının bir çoğu gelinliğin teslim tarihini düğünden bir gün öncesine veriyor. Bir yanlışlıkta veya beğenilmeyen ayrıntıda dü
zeltme için zaman kalmıyor. Gelinliğinizi erken teslim almanız, bir yanlışlık durumunda düzeltme için zaman kazanacağınız anlamına gelir.işçiliğin pek iyi olamadığı gelinliklerde abartılı süsler çoktur, dikkatli olmakta yarar var!
Başka bir kişinin üzerinde gördüğünüz gelinlik, size göre dikildiğinde aynı havayı yansıtamayabilir. Gelinlik modelinizin kişiliğinizi yansıtması gerektiğini unutmayınız.
Gelinlik modellerinizin seçiminde, düğün yerini de göz önünde bulundurunuz.
Uyumlu bir çift görünümü için, gelinlik modeli seçiminizde damadın fiziksel özelliklerini de göz önünde bulundurun.
Deodorantınızı gelinliğinizi giymeden önce, parfümünüzü ise gelinliğinizi giydikten sonra sıkın. Gelinliğinizin yaka kısmına bir parça kağıt havlu koyarak, makyaj ve parfümün gelinliğinize bulaşmasını önleyebilirsiniz. Parfümün takılara zarar verdiğini biliyoruz. Bunun için takılarınızı en son takın.
Düğün süresince rahat edebileceğiniz detaylara dikkat etmelisiniz; kol altı payı, etek boyu, aksesuarların sağlamlığı, yedek düğme vb.
Artık bembeyaz gelinlikler pek tercih edilmiyor. Kırık beyaz ve kemik renkleri daha gözde
Gelinliğinizle beraber hangi aksesuarı kullanacağınızı önceden belirleyip siparişinizi verin.
Gelinlik provalarınızda oturma, yürüme hatta dans egzersizleri yapmayı ihmal etmeyiniz.
iç çamaşırınızda ve ayakkabınızda düğün günü sorun olmaması için, provaya gitmeden tüm iç giyimlerinizi, ayakkabınızı hazırlayın. Ayakkabınızda veya sütyeninizde olabilecek bir değişilik gelinliğinizin uygunsuz durmasına yol açabilir. Provaya yalnız gitmeyin. Dikkatli bir aile bireyini veya bir arkadaşınızı provaya götürün. Provalarınız sırasında gelinliğin sitiline, rengine ve bedeninize tam oturmasına önem verin. Aklınıza takılan her şeyi prova esnasında terzinize sorun.
Düğün sonrasında gelinliğin saklanması da önemlidir. Gelinliğinizi iyi bir kuru temizlemecide temizlettikten sonra, mümkünse ters yüz edip saklayın. Saklama kılıfının kumaştan olmasına ve hava almasına dikkat edin.
SiLUET ÇEŞiTLERi
Bayanlar için bu en özel, en güzel günde muhteşem bir gelinliğin içinde prensesleri andırmayı tüm genç kızlar düşler. Ancak, beğendiğiniz bir gelinliği yalnızca istemek yetmiyor! Mükemmel bir gelin olmak için önemli olan size yakışan bir modelin ve tarzın belirlenmesidir. Üstelik seçtiğiniz model düğün konseptiyle ve diğer detaylarla da uyumlu olmalıdır.
Genellikle unutulan bir detay da gelinliğin rahatlığı ile ilgilidir. Düğün gününde, güzel bir gelinlik taşımak kadar, o gelinliğin içinde rahat olabilmek de çok önemlidir. Özellikle dans ve hareketli oyunlar düşünüldüğünde rahat bir gelinlik içinde olmak önem kazanmaktadır.
Bedenlerimizi değiştirmek kilo vermenin ve belki birkaç estetik operasyonun dışında pek mümkün olmadığından, gelinlik modelleri hakkında biraz bilgi edinerek, vücudumuza en uygun olan gelinliği bulmaya çalışalım.
YAKA ÇEŞiTLERi
Sıfır Yaka (Jewel)
Küçük göğüslü bayanlara önerilir. Büyük göğüslü bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
Yuvarlak Yaka (Scoop)
Birçok bayan için uygundur.
Kare Yaka (Square)
Birçok bayan için uygundur.
V-Yaka (V-Neck)
Normal göğüslü bayanlara önerilir. Büyük veya küçük göğüslü bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
Kayık Yaka (Bateau)
Küçük göğüslü bayanlara önerilir. Büyük göğüslü bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
Yarım Kayık Yaka (Sabrina)
Küçük göğüslü bayanlara önerilir. Büyük göğüslü bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
Spagetti Askı Yaka (Spagetti Straps)
Küçük - normal göğüslü bayanlara önerilir. Büyük göğüslü, şişman ve dar omuzlu bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
Japone Yaka (Queen Anne)
Birçok bayan için uygundur.
Havuz Yaka (Off the Shoulder)
Kum saati ve armut tip vücuda sahip bayanlara önerilir. Dolgun kollu ve omuzlu bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
Prenses Yaka (Portrait)
Kısa belli ve dolgun kollu bayanlara önerilir. Köprücük kemiği belirgin olmayan veya geniş omuzlu bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
Sütyen Yaka (Sweetheart)
Büyük göğüslü veya kum saati vücuda sahip bayanlara önerilir.
Straplez Yaka (Strapless)
Minyon, yapılı ve kum saati vücuda sahip bayanlara önerilir. Küçük göğüslü bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
Dik Yaka (High)
Minyon tip bayanlara ve uzun gözükmek isteyen bayanlara önerilir. Uzun, armut tipli ve dar omuzlu bayanlar bu modelden kaçınmalıdır. Oyuk
Kollu Yaka (Halter)
Kısa belli ve geniş omuzlu bayanlara önerilir. Minyon tip ve dar omuzlu bayanlar bu modelden kaçınmalıdır.
BEL ÇEŞiTLERi
Belden (Natural)
Birçok bayan için uygundur. Minyon bayanlara önerilir.
Düşük (Drop)
Kum saati, geniş göğüslü ve dar vücutlu bayanlara önerilir. Dikdörtgen vücutlu bayanlar kaçınmalıdır.
Belden Sivri (Basque)
Belini dar göstermek isteyen bayanlara uygundur. Minyon tipli bayanlar ve beli belirgin olmayan bayanlar kaçınmalıdır.
Göğüs Altı (Robalı) (Empire)
Beli belirgin olmayan bayanlar, geniş kalçalı bayanlar ve kısa boylu bayanlara önerilir. Kum saati vücutlu bayanlar kaçınmalıdır.