20 Ekim 2008 Pazartesi

Gebelikte Sorunlar


Gebelikte Göğüsten Süt Gelmesi:

Her iki memeden kendiliğinden , sütlü akıntı gelmesi galaktore adı verilir.Memelerden sütlü akıntı gelmesi gebelik sırasında veya gebelik bittiğinde görülebilir.Bu yaklaşık iki yıl kadar sürebilir ve emzirme bittiğinde kesilir. Gebelik veya emzirme olmaksızın memelerden sütlü akıntı gelmesi fizyolojik , kullanılan ilaçlara bağlı veya hormonal nedenlere bağlı olabilir. Fizyolojik olarak; memenin elle aşırı uyarılması , meme başlarının emilme şeklinde uyarılması buna yol açabilir.Tanı ve tedavi için uyarı kesilerek akıntının devam edip etmediğine bakılır. Başka problemler nedeniyle kullanılan ilaçlar da galaktoreye sebep olabilir. Bu ilaçlar arasında en sık ülser ilaçları, doğum kontrol ilaçları, antiemetikler(bulantı giderici ilaçların bir kısmı) ve antidepresanlar sayılabilir. Ayrıca kronik morfin kullananlarda da görülebilir. Endokrinolojik sebepler ise kolayca açıklanamaz.Böyle durumlarda serum prolaktin seviyesi oldukça yardımcıdır. Prolaktin, hipofiz ön lobundan salgılanan bir hormondur. Görevi memeden süt salınımını sağlamak, diğer hormonlarla birlikte memenin gelişimine katkıda bulunmaktır. Gebelik ve doğum olmaksızın prolaktin seviyesindeki artış hipofize ait tümoral bir kitleyi düşündürmelidir. Hastalarda kitleye bağlı baş ağrısı ve görme bozukluğu vardır. Tanı için görme alanı muayenesi yapılır.Kafa grafisi ile büyük bir hipofizer kitle ortaya çıkarılabilir. Daha küçük kitleler için bilgisayarlı tomografi ya da magnetik rezonans çekilebilir. Kitlenin boyutuna ve medikal(ilaç) tedavisinin sonucuna göre cerrahi eksizyon ve radyoterapi(ışın tedavisi) planlanabilir. Bunların dışında hipotalamik kitleler, enfeksiyonlar, vasküler(damarsal) ya da dejeneratif hasarlar, ektopik(normal yeri dışında) prolaktin salgılayan bronkojenik karsinoma, göğüs duvarına ait lezyonlar; herpes zoster, cerrahi skarlar da galaktoreye sebep olabilir. Eğer galaktore kontrol altına alınamıyor , hastanın sosyal ve seksüel yaşamını etkiliyorsa ayrıca gelecekte gebelik planı yoksa cerrahi ile tüm kanallar çıkarılabilir.

Gebelikte Sık Sık İdrara Çıkma :

Gebe kadınlar gebeliğin ilk ve son üç aylık dönemlerinde sık sık tuvalete gitmek zorunda kalırlar. İdrara çıkma sıklığının bu kadar artmasının nedenlerinden biri beden de artan zehirli maddelerin atılımını hızlandırmak amacıyla böbreklerin çalışma hızının artması ve vücut sıvı hacmindeki artıştır. Başka bir neden ise idrar kesesine komşu konumda olan rahim büyüdükçe oluşturduğu basınçtır. Gebeliğin dördüncü ayından sonra rahmin karın içine doğru yükselmesiyle mesane üzerine binen basınç azalır. Ancak iç organların yerleşimi kadından farklılık gösterdiğinden idrara çıkma sıklığı kişiden kişiye değişir. İdrar yaparken öne doğru eğilirseniz idrar kesenizi tam olarak boşaltabilirsiniz. Eğer gece çok sık idrara çıkıyorsanız, akşam üstü saat 4'ten sonra sıvı almamaya dikkat edin. Bunun dışında kesinlikle sıvı kısıtlaması yapmayın. İdrara yapma sıklığında herhangi bir değişiklik olmaması ortada bir sorun olduğu anlamına gelmez, özellikle de sık idrara çıkan bir kişiyseniz. Ayrıca yeterli ölçüde (günde en az 8 bardak su) sıvı alıp almadığınız da çok önemlidir. Yetersiz sıvı alımı yalnızca idrara sık çıkmamaya neden olmaz, ayrıca idrar yolu enfeksiyonu riskini de artırır.

Gebelikte Midede Yanma :

Mide içinde sindirilmekte olan gıdaların yemek borusuna doğru kaçması, mide asidinin yemek borusunu tahriş eder. Midenin çalışmasının yavaşlaması ve boşalmasının gecikmesi, büyüyen rahmin mideyi sıkıştırması ve mide ile yemek borusu arasındaki kapağın gevşemesi bu olayın nedenleridir. Gece yatarken yüksek yastıkla yatın ve yatmadan 2 saat öncesinden yeme ve içmeyi kesin. Az az, sık sık yiyin. Karnınız dolu iken öne eğilmekten kaçının. Yağlı, baharatlı gıdalardan ve kızartmalardan uzak durun. Şikayetleriniz yoğunsa ve bu tedbirler yeterli olmuyorsa ilaç desteği gerekebilir

Gebelikte Varis Oluşumu :

Gebe kadınlarda yaşa bağlı olarak değişen oranlarda (% 10- 20 arası) varis görülür.Ani karın içi basıncı değişikliğiyle ...
Gebe kadınlarda yaşa bağlı olarak değişen oranlarda (% 10- 20 arası) varis görülür.Ani karın içi basıncı değişikliğiyle ortaya çıktığından damar duvarındaki hasar tamamlanamadan hamilelik sonlandığı için genellikle bunların çoğu kendiliğinden düzelir. Gebelik döneminde varis oluşumu şu sebeplerle artar: Rahmin(uterus) büyüyerek bacak toplar damarlarına basınç uygulaması Bebek büyüdükçe artan kan hacminin bacaklarda daha fazla göllenmesi Gebeliğin getirdiği yük sebebiyle hareket kısıtlılığı(yürüyüş önerilir) Hamilelik boyunca değişen hormon değerleri damar kaslarını gevşetmesi Gebelikte oluşan yada daha önceden var olan varisler bebeğe risk yaşatabilir düşüncesiyle tedavi edilmez hamilelik sonlandıktan sonra hala ihtiyaç varsa tedavi edilebilir. Tedavi yapılamayacağından şikayetleri azaltmak,varisin ilerlemesini durdurma,varise bağlı komplikasyonlardan korunmak için şu önerilere dikkat etmek gerekir; -Kanın göllenmesini ve oluşabilecek şişliği(ödem)engellemek için sabah yataktan kalkmadan hafif dar bir külotlu çorap yada tercihen varis çorabı giymeli -Otururken bacak bacak üstüne atmadan rahat oturmalı -Ayaklar yere değecek yükseklikte sandalyede oturmalı yada tercihen bacaklar yukarda oturmalı -Uzun süre hareketsiz ayakta durmaktan kaçınmalı -Fırsat buldukça oturarak yada uzanarak dinlenmeli -Uyurken yada uzanarak dinlenirken ayak altlarına yastık konmalı - Bacak kan dolaşımını hızlandırmak için gün içinde yürüyüş yapmalı Gebelik sonlandıktan birkaç hafta sonra varis genellikle kaybolur bu sürede kaybolmayan varisler bir sonraki gebelikte daha çok sorun yaratacağından tedavi ettirilmelidir. Gebelik döneminde bacak varisleri gibi vulvar (jenital organlar) varislerde belirginleştiğinden doğumda yırtılma ve kanama riski sebebiyle doğum uzman doktor tarafından takip edilmelidir.

Gebelikte Bulantı ve Kusma :

Özellikle ilk trimesterde 4-8 haftada başlar ve 14. haftaya kadar devam eder. Bazen 22. haftaya kadar uzayabilir. Sabahları daha fazladır ama gün boyu sürebilir. Genelde ilk gebeliklerde, genç kadınlarda ve ikiz gebeliklerde daha şiddetlidir. Sebebi tam olarak ortaya çıkarılamamıştır. Yüksek hCG düzeyleri suçlanmıştır ancak estrojen düzeylerinin artması, annenin psikolojik sıkıntıları, B6 vitamini eksikliği, gebeliğe bağlı mide-barsak sistemindeki değişiklikler, tiroid bezinin normalden çok çalışması ile ilgili olabilir. Midesinde gebelik öncesinde ülseri olanlarda bulantı ve kusma şikayetleri daha dirençli ve uzun süreli olabilir. Az miktarlarda ve sık aralıklarda yenmesi önerilir. Yemekler sırasında az sıvı almak da iyileşmeye yardımcı olur. Katı, kuru, yağsız ve tuzlu gıdalar önerilir. Amaç, mideyi tamamen boş veya tamamen dolu tutmaktan kaçınmaktır. Bazen kusmalar çok şiddetli olup dehidratasyona (aşırı su kaybı) neden olabilir (hiperemezis gravidarum). Bu durumda, annenin depoları yıkılmaya başlar ve bunların yıkım ürünleri kanda ve idrarda artar. Eğer, idrar tetkikinde keton çıkıyorsa annenin beslenemediği ve depolarının yıkılmaya başladığı anlamına gelir ki gebenin hastaneye yatırılıp serum tedavisi gerekebilir. Şiddetli kusma olan olgularda öncelikle bu tabloya neden olabilecek üzüm (mol) gebeliği, idrar yolu enfeksiyonları, pankreas iltihabı, safra kesesi ve karaciğer hastalıkları, apandisit, mide-barsak hastalıkları, mide ülseri, tiroid hormon yüksekliği gibi hastalıkların olmadığının gösterilmesi için genel bir fizik muayene ve uygun tetkikler yapılır.

Hiç yorum yok: