2 Ekim 2008 Perşembe

Hamilelik



Sezaryan ile doğum
Sezaryan ile doğum kısaca anlatılacak olursa, bebeğin, çeşitli nedenlerle anne karnından rahimi yani uterusu cerrahi müdahele ile açarak çıkartılmasıdır. Vajinal doğumun mümkün olmadığı, annenin hayatının veya bebeğin sağlığının tehlikede olduğu teşhisi koyulan durumlarda
Daha önceleri, anestezi için kullanılan ilaçların yetersizliği ve bebeğe olan tehlikesinden ötürü, korkulan bir ameliyat olmasına karşın günümüzde teknolojinin ilerlemesi, yeni ilaçların ve anestezininin gelişmesi sayesinde risk çok daha azaltılmış bir ameliyattır.
Sezeryan, ortalama 45 dk – 1 saat arasında sürer. Ameliyata Pfanenstel dediğimiz kasık bölgesinin (symphisis pubis kemiği) yaklaşık 3-4 cm üzerinden yatay şekilde, 10 cm lik bir kesi ile başlanır. Ardından cilt altı yağ dokusu, kasların koruyucu kılıfı yani fasya, kas tabakası, parietal periton yani karın içi zarı, visceral periton, uterus ve amniyon zarı kesilerek anne karnındaki bebeğe ulaşılır. Bebek alındıktan sonra göbek bağı klemplenerek kesilir, bebek çocuk doktoruna verilerek ilk muayenesi yapılır.
Bebeğin çıkartılmasını takiben plasenta rahmin içinden çıkarılır ve ramin içi zarlardan temizlenir. Uterus yani rahim kas tabakası dikilir ,visceral periton yani rahmi saran zar dikilir, ardından sırayla parietal periton , kas tabakası, fasya, cilt altı ve cilt dikilerek ameliyat sonlandırılır.




Bebeğinizin, doğum kanalınız yoluyla dünyaya gelmesine normal doğum denir. Normal vajinal doğumun üç evresi vardır. 1. Sancılarınızın başlamasından serviks (Rahim ağzı) açıklığının tam olmasına kadar süren ilk evre. 2. Bebeğinizin doğuşu ile tamamlanan ikinci evre. 3. Plasentanın (Eş) çıkmasıyla tamamlanan üçüncü evre. Üçüncü evrenizden sonra ise, kanama ya da yırtıklarınızın kontrolü yapılarak, epizyotomi veya varsa yırtıklarınızın dikilmesi işlemi yapılır.


Sizin sabrınızı ve dayanıklılığınızı zorlayabilen, vajinal doğumdan çekinmenize yol açan uzun süreli ağrılarınız, doğumunuzun birinci evresinde gerçekleşir ve bir amaca yöneliktir. Bu evrede genellikle düzenli aralıklarla gelen her sancınız, rahminizin kasılmasına, rahim ağzınızın açılmasına ve bebeğinizin aşağı doğru itilmesine neden olur. Başka bir deyişle, gelen her sancınız, bebeğinizi size biraz daha yaklaştırır.


Normal vajinal doğumun üstünlükleri
Normal vajinal doğumun, hem sizin hem de bebeğiniz için sezaryenle doğuma göre üstünlükleri vardır. Vajinal doğumunuz sonrasında, birkaç saat içinde normal aktivitelerinizi yapabilir, çok kısa sürede bebeğinizi emzirmeye başlayabilirsiniz. Ayrıca normal doğum ile hamilelik öncenizdeki yaşamınıza dönmeniz çok daha kolay olur. Normal doğumunuz sonrası vücudunuzun eski şekline dönmesi, sezaryene oranla daha çabuktur. Doğumunuzu yapar yapmaz bebeğinizi kucaklayabilir ve emzirebilirsiniz. Ayrıca doğumunuz sırasında bebeğinizin dünyaya gelişine canlı canlı şahit olabilir ve o tarifsiz mutluluğu yaşayabilirsiniz hem de bebeğinizle çok daha çabuk özel bir bağ kurabilirsiniz.


Normal gerçekleştireceğiniz doğumunuz sırasında, bebeğiniz kemik kanalınızdan geçip (Pelvis kemikleriniz), vajinanızdan çıkarken göğüs kafesinde oluşan baskı, bebeğinizin akciğerlerindeki sıvının çok büyük kısmının boşalmasına ve nefesini daha rahat almasına yardımcı olur. Sezaryenle yapacağınız doğumda bu durum söz konusu olmadığından, sezaryenle doğan bebeklerde “yeni doğanın geçici takipnesi” ve “ıslak akciğer” adı verilen solunum sıkıntıları, vajinal doğuma oranla 5 kat daha sık görülür.
Doğum ağrısı nedir?
Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Doç. Dr. Hanife Altunkaya: “Doğum ağrısı kendine has özellikleri olan, çok yönlü bir ağrıdır. Doğum sırasında, doğumun evrelerine göre ağrının şiddeti, süresi, yayılımı ve kalitesi değişir.” diyor ve konu ile ilgi bizi bilgilendiriyor.


Doğum ağrısı, insanın hissedebileceği ağrıların en şiddetlisidir, ancak bunun yanı sıra en hızlı unutulanıdır. Hamileliğinizde ağrınızı algılanmanızda sensoriyel, emosyonel, davranışsal ve çevresel faktörlerinizin de etkisi vardır. Ağrı, doğumunuzun başladığını bildiren, biyolojik bir işarettir, ancak doğumunuza ağrınızın mutlaka eşlik etmesi gerekmez.


Doğum ağrınız, primer olarak rahminizden ve perine (Vajina girişi ile makat arasında kalan bölge) bölgenizdeki ağrı reseptörlerinizden kaynaklanır. Rahim, rahim ağzı, pelvis ve perineden gelen ağrılı uyaranlarınız, spinal kord segmentleri tarafından, innerve edilen dermatomlar boyunca hissedilir. Doğumunuzun başlangıç dönemindeki ağrınız, rahim kasılmalarınıza ve rahim ağzınızın gevşemesine (Servikal dilatasyon) neden olan ağrıdır. Bu yüzden, doğumunuzun ilk döneminde ağrınız genellikle bel, göbek çevresi ve pubiste hissedilir. Doğumunuzun ikinci evresinde ise, pelvis tabanının gerilmesi ve vajinanızdan kaynaklanan ağrı daha alt seviyelerde (Uyluk ve bacaklarınızda yanıcı, sızlayıcı kramp tarzında) hissedilir.


Hiç yorum yok: